FUKAHA-İ KİRAMIN NAKİLLERİNİN

HULASASI VE BA’ZI İZAHAT

 

(BEİS) MANASI

 

       Beis yoktur demek; zarar yok demektir. Meselâ bir hizmetçi, bir gün bir tabak kırar, efendisi görür, (zarar yok) der. Biz biliyoruz ki, zarar yok demek, eline sağlık, iyi yaptın demek değildir. Ertesi gün bir daha kırar, efendisi görür, yine (zarar yok) der, üçüncü gün bir daha kırarsa, o zaman bittabi darılır ve dikkat tavsiye eder. Hizmetçi dese ki: (Efendi; şimdiye kadar zarar yok diyordunuz, şimdi niçin darılıyorsunuz?) Efendi o zaman ne der, (Ben, sana zarar yok dediysem her gün bir tanesini de kır demedimya) demez mi? İşte böyle zarar yoklar çoğalırsa, zarar var olur; daha sonra tedibe de müstahak olur ve bir hadisi şerifte: (Bir adam beis yoktur denilen şeyleri terketmedikçe, muttaki olamaz) buyurulmuştur. (28) (İhyaul Ulum, C.1, S, 14, Farzı Kifaye olan ilimler bahsi)

         Velhasıl beis yoktur sözü de zannedildiği gibi çıkmadı. Yine (Fetavayi hindiyye) de: bir adam fatihadan sonra bir rekatta bir surenin ortasında, yahut sonundan okusa, diğer rekatta da diğer bir surenin ortasından, yahut sonundan okusa yine böyledir. Lakin bunu yapmamalıdır. Şayet yapıvarecek olusa beis de yoktur diyor (29)(Fetavayı hindiyye, C.1, S. 82 okuma bahsi)  Bundan kıraatin şekli başka ise de, tarzı beyan bir olduğundan hüküm yine böyledir. Tenzihen mekruhtur.

         Yine (Fetevayi Hindiyye) de: En iyisi her rekatta fatihadan sonra tam sure okumaktır. Eğer okurken bir acz geliverecek olursa o zaman ikiye bölüp yarısını bir rekâtta , yarısını da bir rekâtta okuyabilir , diyor. (30).(Damad, C.1, S.93 Namaz Sünnetleri bahsi)(Fetavayi Hindiyye, C.1, S.82 Okuma Bahsi) Acz gelmeden evvel, bir sûreyi ikiye bölmek tenzihen mekruh olduğunu bu sözüde teyit etmektedir. Esasen böyle ince mana vermeğe bile lüzum yoktu. Buna tenzihen mekruh demek istediği birden anlaşılabilecek bir halde idi. Çünkü bunu yapmamalıdır, diyor. Eğer  böyle okumak sünnet olsa idi, bunu diyebilirmiydi? Elbette diyemezdi. O halde sünnete muhalif olduğunu söylemiş oluyor. Sünnete muhalif olarak okumanın en hafif cezası tenzihen mekruh ve o namazın iadesi müstahap olmaktır. Bu da , böyle okumak adeti olmayıp da binde bir vaki olmuş bir şey ise, o zaman böyledir. Yoksa böyle okumak adeti ise aşağıda tafsil edileceği gibi, onun cezası daha ağırdır. Gerçi yolculuk halinde sabah namazında mufassal tabir olunan surelerin uzunundan başlarsa, bunu yine ikiye bölmeğe müsaade yok ise de, yalnız ulemadan bir zatın ifadeleri arasında bu hususta; yani yolculuk halinde müsaade var demek istediği şüphe edilmiş ise de, fakat hali hazırda ise, yani yolcu değilse, onun hakkında bu kadar şüphe bile olmayıp, her halde tam sure okumak lazım olduğunu (İbni Abidin) tasrih ediyor ve her halde hali hazırda sünnet olan her rekatte fatihadan sonra  tam sure okumaktır, diyor. (31)(ibni Abidin, C. 1, S. 397, Okuma bahsi) Hatta tam sure okumakla kerahatten yine kurtulamaz. Çünkü hangi sure olursa olsun, birini okuyuvermekle kıraatin yalnız vacib miktarı eda edilmiş olur. Her vakit için tayin buyurulan sureler okunmadıkça, sünnet eda edilmiş olmaz.